Batı Cephesi
- Ana madde: Batı Cephesi (Birinci Dünya Savaşı)
I. Dünya Savaşı için Almanya'nın öngördüğü savaş planı düzeltilmiş Schlieffen Planı'ydı. Bu plana göre Belçika üzerinden Fransa'nın kuzeydoğusuna ilerleyerek ordan da istikametini güneye çevirerek Alsace - Lorraine bölgesinde Fransız kuvvetlerini kuşatacaktı.
Ancak Belçika kuvvetlerinin beklenmedik direnişi Alman ordularını geciktirmiş, bu gecikme de Fransız ve İngiliz ordularına gerekli manevraları yapma zamanı kazandırmıştır.
Fransa topraklarında cereyan eden daha sonraki savaşlarda her ne kadar Alman birlikleri Paris'e 70 km. kadar yaklaşabilmişlerse de sonunda giderek sertleşen direnç ve ağır kayıplarla Schlieffen Planı'ndan beklenen sonuca ulaşamamıştır.
ABD'nin savaşa katılmasıyla Batı Cephesi'nde güçler dengesi Almanya'nın aleyhine dönmüş ve ağır baskılar sonucu Alman topraklarına kadar geri çekilmesine yol açmıştır.
Doğu Cephesi
Doğu Cephesi Birinci Dünya Savaşı'nda Orta ve Doğu Avrupa'da yer alan sahnelerden biridir.Rusya'nın Almanya'nın Prusya bölgesine yaptığı saldırıyla başlar. Ruslar bu saldırıda ağır bir yenilgi alır fakat Almanların bu cepheyi desteklemek için batı cephesindan 2 kolordu ve 1 süvari tümeni çekmesi sonucu batıda Alman ilerlemesi yavaşlar. Rusların bu yenilgisinden sonra Almanya saldırıya geçmiştir. Bu sırada bir Rus ordusu da Avusturya-Macaristan'a saldırmış ve Lvov'u almıştır. Bu cephe 1914'ten 1917'ye kadar Almanların ilerlemesi ve Prusya'nın geri kalanıyla Polonya'nın Rusların elinde buluna kesimini alması ve Litvanya,Livonya bölgelerini alması ve Petersburg'a yaklaşmasıyla devam eder. Bu zamanda Avusturya'da süren savaş ise Rusya'nın biraz üstünlüğüyle devam etmiştir. Rusya'da iç savaş çıktığından dolayı bu cephe kapanmıştır.
Romanya Cephesi
Romanya, 17 Ağustos 1916'da bir anlaşma imzalayarak İtilaf Devletleri'nin yanında savaşa girdi. 28 Ağustos'da Avusturya'ya saldırdı. Bunun üzerine İttifak Devletleri de Romanya'ya savaş açtı. Almanya Başkomutanlık Karargahı'nda yapılan toplantıdan sonra, 23 Tümenlik bir kuvvetle İttifak Devletleri Romanya'ya taarruz etti. Bu kuvvet içinde, Türklerin 6. Kolurdu'ya mensup 15. , 25. ve 26. Tümenleri bulunuyordu. İttifak kuvvetleri, 1917 Ocak ayının ilk haftasına kadar bütün Romanya'yı ele geçirdi. Türk tümenleri bu harekatta büyük başarı gösterdi. 6. Kolordu'nun 26.Tümen'i 1917 yılı ortalarında Filistin'e kaydırıldı. Rus İhtilali'ne kadar Romanya'da kalan 6. Kolordu, 42.000 kişilik mevcudundan 19.100 şehit verdi. Meşhur galiçya cephesi buradadır. Bükreş Türk şehitliğinde 500 kadar şehit yatmaktadır.
Yemen- Hicaz (Arabistan) Cephesi == Halk arasında Yemen cephesi adıyla da anılır. I. Dünya Savaşı boyunca Osmanlı Devleti 4 Tümenlik bir kuvvetle Arabistan'daki kutsal İslam şehirlerini korumaya çalıştı. 7. Kolordu'nun birer tümeni Hicaz, Asir, San'a ve Hudeybe'de konuşlandırılmıştı. Uzaklık sebebiyle bu tümenlere yeni asker, malzeme ve silah desteği sağlanamıyordu. 1916 yılında İngilizlerin kışkırtmasıyla, Araplar kendilerini koruyan Osmanlı Kuvvetlerine karşı ayaklandı. Mekke Emiri Şerif Hüseyin, bağımsızlığını ilan etti. Yemen'de İmam Yahya Osmanlılara bağlı kalırken Asir'de Seyyid İdris de ayaklanmaya katıldı. 1917 Şubatında Hicaz Seferi Kuvvetler Komutanlığı'na atanmak üzere, Şam'a gelen Mustafa Kemal Paşa, Hicaz'ın boşuna savunulmayıp boşaltılmasını istedi. Manevi sebeplerden dolayı bu istek uygulanmadı. Komutanlık ataması da yapılmadı. Bin bir güçlükle Medine'yi, Yemen'i, Asir'in kuzeyini I. Dünya Savaşı sonuna kadar savunan 7. Kolordu Mondros Mütarekesi]]'nden bir müddet sonra, 23 Ocak 1919'da teslim oldu.
Sina (Suriye) - Filistin Cephesi
İngilizler 1914 yılı Aralık ayında Türk dostu saydıkları Hidiv Abbas Hilmi Paşa'yı yönetimden uzaklaştırarak, Mısır ve Süveyş Kanalı'na tamamen egemen oldular. Bahriye Nazırı ve 4. Ordu Komutanı Cemal Paşa'nın, 14 Ocak 1915'te 14.000 deveyle iki koldan Süveyş Kanalı'na yaptığı harekat (1.Kanal Savaşı) başarılı olamadı. 4 Şubat 1915'te Birüsseba-Gazze'ye geri dönüldü.
1916 yılında Süveyş Kanalı'nı almak için 2. Kanal Harekatı yapılırken, Mekke Emiri Şerif Hüseyin İngilizlerin kışkırtmasıyla Osmanlı Devletine karşı ayaklandı. Ayaklanmanın bastırılması için 4. Ordu'dan bir kısım birlikler Hicaz'a gönderildi. Ordunun geri kalan kısmıysa, Gazze-Şeria-Birüsseba hattında savunmaya çekildi. 1917 baharında İngilizler, Gazze'ye saldırdı. 1. ve 2. Gazze Savaşları yapıldı. İngilizler Türklerin kahramanca savunması karşısında çekilmek zorunda kaldılar. Takviyelerini artırmaya başlayan İngilizlerin Filistin Cephesinde toplanmaları üzerine, Cemal Paşa'nın uyarısıyla Yıldırım Ordularının Irak cephesinde kullanılmasından vazgeçilerek Filistin ve Suriye'de kullanılması kararlaştırıldı. Aynı yıl 7. Ordu Komutanlığına atanan Mustafa Kemal Paşa, Yıldırım Ordular Komutanı General Liman von Sanders ile anlaşamadı. Harbin yönetimini tenkit eden iki rapor yazarak 6 Ekim 1917'de komutanlıktan istifa etti. Mustafa Kemal elde kalan birliklerle ancak savunma savaşı yapılabileceğini, Falkenhayn'ın saldırıya geçme fikrinin tamamen yanlış olduğunu düşünüyordu. Savaş hazırlıklarını tamamlayan İngilizler, 24 Ekim 1917'de 138.000 askerle taarruza başladılar. Birüsseba-Gazze Savaşı'nı kazandılar. 9 Kasım 1917'de[kaynak belirtilmeli] Kudüs düştü.
General Allenby komutasındaki İngiliz kuvvetlerinin Mart 1918 başı ile 18 Mayıs arasındaki Telazur, 1. ve 2. Salt-Amman taarruzları başarıyla durduruldu. Yığınaklarını artıran ve mevcudu 460.000'e yükselen İngiliz ordusunun 19 Eylül 1918'de Filistin'de başlattığı taarruz hızla gelişti ve Filistin tamamen İngilizlerin eline geçti. (Nablus Hezimeti)
Irak Cephesi
Bu cephe, İngilizlerin petrol sahalarını ele geçirmek amacıyla, 15 Ekim 1914'te Bahreyn'i ve 23 Kasım 1914'te Basra'yı işgali üzerine açıldı. Yerli askerlerle karışık Osmanlı kuvvetleri işgale karşı koyamadı. İngilizler, İran'da Ahvaz'ı da ele geçerdiler. 20 Aralık 1914'te, Basra'yı geri almak amacıyla cephe komutanlığına atanan, Yzb. Süleyman Askeri Bey aşiretlerden ve gönüllülerden yararlanarak topladığı kuvvetle, 12 Nisan 1915'te taarruz etti. Şuaybiye Savaşında başarılı olamadı ve intihar etti. İngilizler Kut ül Amare'yi de ele geçirip Bağdat'ı almak için, General Townshend komutasında saldırdılar. Türk Kuvvetleri, İngilizleri Selman-ı Pak'ta durdurdu. Kanlı çarpışmalardan sonra İngilizler, 26 Kasım 1915'te çekildiler. Kut ül Amare'de 8 aralık 1915'te kuşatılan İngiliz birlikleri, beş ay süren bir direnişten sonra 28 Nisan 1916'da teslim oldu. General Townshend dahil 13.399 esir alındı.
1916 yılı başında bir kısım İngiliz birlikleri General Townshend'in yardımına geldiyse de İran'da Hamedan'a kadar sürüldüler. İngiliz birlikleri 1917 yılı başında bekledikleri güce ulaştılar. Taarruza geçtiler. 11 Mart 1917'de General Maude yönetimindeki İngiliz birlikleri Bağdat girerken Halil Paşa'nın komutasındaki Osmanlı askerleri Bağdat'ı boşalttı.
Türk kuvvetlerinin Bağdat'ı geri alma teşebbüsü başarılı olamadı. Samerra'yı da ele geçiren İngiliz Ordusu, Musul'a doğru ilerlemeye başladı. Bağdat'ı geri almak için 6. Ordu'yla Halep'te kurulan 7. Ordu birleştirilerek General Falkenhayn komutasında Yıldırım Ordular Grubu kuruldu. Halep'te hazırlıklar sürerken, İngilizler Tikrit'e kadar ilerlediler.
1918 yılında aldıkları takviyelerle iyice güçlenen İngiliz birlikleri, petrol yataklarının bulunduğu Musul'a giremediler. Ancak, ne yazık ki, Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından üç gün sonra 3 Kasım 1918'de, mütarekeye aykırı şekilde burayı işgal ettiler.
Makedonya Cephesi
Sırbistan'ın İttifak Devletlerince işgal tehlikesi belirince, bir Fransız tümeni Çanakkale'den getirilerek, 5 Ekim 1915'te Selanik'te karaya çıkarıldı. Bir İngiliz tümeniyle bir Fransız tugayı da daha sonra bu birliğe katıldı. Böylece Makedonya cephesi açılmış oldu. 20. Türk Kolordusu ile birtakım Alman ve Bulgar birlikleri İngiliz ve Fransızların karşısında yer aldı. 1916 yılında İngiliz, Fransız ve Sırp askerlerinin sayıları 250.000'e ulaşınca 10. Türk Kolordusu da 17 Kasım 1916'da cepheye geldi. 10 Aralık 1916'da Yb.Şükrü Naili Gökberk komutasındaki 50.Tümen Drama civarında düşmanla savaştı. Cephedeki küçük taarruzların yanında en önemli olay, 11 Aralık 1916'da, Manastır'ın İtilaf Devletleri'nin eline geçmesidir.
1917 yılı küçük muharebelerle geçti Türk Kuvvetleri Kavala-Serez hattında savaştı. 27 Haziran 1917'de Yunanistan İtilaf Devletleri safında savaşa girdi. 29 Mayıs 1918'de İngiliz, Fransız, Yunan ve Sırp kuvvetleri büyük bir taarruz başlattı. Bulgar ordusu yenildi. 29 Eylül'de Bulgaristan, Selanik Ateşkes Antlaşmasını imzalayıp, savaştan çekildi. Topraklarından İtilaf Devletleri'ne ait askeri birliklerin geçmesine de izin verdi. İtilaf Devletleri üç koldan Balkanlar'da ilerlemeye başladı. Bu kollardan biri İstanbul'u hedef almıştı.
Sonuçlanması
İtilaf Devletleri'yle tek tek İttifak Devletleri arasında yapılan mütarekelerle çatışmalar resmi olarak sonlandırılmıştır. Bu mütarekeler, Bulgaristan ile 29 Eylül 1918 tarihinde Selanik Antlaşması, Osmanlı Devleti ile 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Antlaşması, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile 3 Kasım 1918 tarihinde Villa Giusti Antlaşması ve Almanya ile 11 Kasım 1918 günü Rethondes Antlaşması'dır.
Savaş sonrasında Avrupa'da sınırların belirlenmesi için 18 Ocak 1919 tarihinde Paris Barış Konferansı toplanmış ve Almanya ile 28 Haziran 1919 tarihinde Versay Antlaşması, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile 10 Eylül 1919 tarihinde St. Germain Antlaşması, Bulgaristan ile 27 Kasım 1919 tarihinde Neuilly Antlaşması ve Osmanlı Devleti'yle 10 Ağustos 1920 tarihinde Sevr Antlaşması ve Macaristan ile 4 Haziran 1919 tarihinde Trianon Antlaşması imzalanmıştır.